Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

klárast

"In the morning it hurts like cigarette burns   The summer's daft and winter's long   One day you're gonna find a way to  That they you're ride ahead of your vocation  Hurt - you know it comes like this, it goes like this  Hurt - you know it goes like this it comes like this  I guess the pills don't work and the drinks don't work"

"eski nisan"

  canımın yongası, sevdiğim bir kaç gün çaldık ilkbahardan geçtik yıllardır özlediğim erguvan ışıklı kıyılardan aşkı sessizlik tanımlar gençken tersini düşünürdüm akşamla dönerken geriye dalgalar yalnızlığı çırılçıplak gördüm durduktu önünde ege denizi'nin gözleri mayıs bulanığı, kuytuluğunda eski evlerin dolaştıktı ayvalığı eski nisan, her şey gibi kalbim de rüzgar da eski çırpınıp duruyor havada yitik anıların kelebeği Ataol Behramoğlu

"sen ve ben bir acılar dağıyız"

  tıpkı senin gibi ben de katlanıyorum karanlığa bitmeyen ayrılığa. neden ağlıyorsun? ağlayacağına elini uzat bana ve söz ver yeniden geleceğine bir düşte. sen ve ben bir acılar dağıyız. sen ve ben bir daha buluşamayacağız bu yeryüzünde. ah, yıldızlarla gece yarısı bana bir selam gönderebilsen. Anna Ahmatova https://www.youtube.com/watch?v=ec0Cotg3Hjw

remember

"onu sevebileceğinin en yücesiyle sevdin titreme daha fazla kalbim bağışla kendini artık, onu da bırak gitsin bırak gitsin o senin en ezel gününden kaderin sen onu nasılsa bin kere daha seveceksin (…) günler öylece kendi kendine geçsin diye bir camın arkasında durdum bana dokunmasın hiçbir şey hiçbir şey yarama merhem olmasın iyileşecekse, hiçbir şeysiz iyileşsin diye bir camın arkasında durup akan hayata ve zamana baktım. (…) o kadar uzun yol geldik ki seninle şimdi, sen ayrı ben ayrı olan o yolu nasıl yürüyeceğiz? (biz seninle yoldayken yanımızdan ovalar, ağaçlar; titreşen rüzgârlar akmıştı. bir yolumuz olduğunu yol kazalarını, yol yorgunluğunu o zamanlar biliyor muyduk?) (…) sonra, çoook sonra, bu parçaların sonunda sen beni kızını çok seven bir anne olarak hatırla ben ki hiç kavuşamamıştım sana (…) aşk iki kişi arasında asla eşitlenmeyendir ben bir divan şairi değilim ki sevgilim ...

"gece gelen"

gözlerin nasıl bulanık gözlerin sisli bir orman saklı korkulardan sanık sanki kaçarkan vurulan kirpiklerin diken diken tel örgüler kirpiklerin yasak sınırlar geçerken geride kaybettiklerin dudakların nasıl ürkek ne kadar uzakta sesin sen gece gelen konuğu hiç kimsenin ve herkesin Yağmur Atsız

등잔 밑이 어둡다 (lâmbanın hemen altında ama hâlâ karanlık)

이제   난   습관처럼   그대   이름만   부르네요 (şimdi bir alışkanlık gibi adını haykırıyorum)  하루   하루가   죽을   것만   같은데   (her gün ölecekmiş gibi hissediyorum)  그대가   없는   것   말고는   달라진게   없는데   (burada olmaman dışında, farklı hiçbir şey yok)  사랑해   사랑해요   (seni seviyorum)

1989

"I can’t imagine what this life would be I wish we could turn back the hands of time Maybe we’ll meet again in another life Maybe we’re better in another paradise Maybe we will meet again Maybe we will fall again In another life"