Bülent’in ölüm haberini ilk duyduğumda, onu yakından tanımış herkesin vereceği tepkiyi ben de verdim: “Gene bir şaka yapıyor ama dur bakalım, altından ne çıkacak?” Şaka değilmiş. Bülent Parlak’la yanlış hatırlamıyorsam 2008 yılında tanıştık. Önce internet üzerinden başlayan muhabbetimiz, -benden kaynaklı tembelce ertelemeler sebebiyle- ancak aylar sonra yüz yüze gelmemizle devam etti. Bülent’le, 2011 yılının temmuz ayında arkadaşlığımızı sonlandırdık. İtiraf etmekte mahzur yok; arkadaşlığımızı bitiren sözün ima ettiği şey doğru ama kelime seçimlerim baştan sona yanlıştı. Bugün olsa, yine aynı şeyi kastederek konuşurdum, fakat kelimelerimi özenle seçerdim. İkimizin de ekim ayı doğumlu terazi burcu olmamızdan mı kaynaklıydı, neydi bilmiyorum ama hayatımda Bülent kadar iyi anlaştığım kimse olmadı. Ruh ikizim gibi bir şeydi. Saatlerce konuşarak yürüdüğümüz geceler, evime gelip sohbet ettiğimiz akşamlar, sadece birbirimize söylediğimiz bazı sırlar, Facebook'tan fake hesaplar açıp